İNSAN KALBİ

Bir gün büyük alimlerden (Ulema-i Kiram) bin kadar kimseler, Bâyezid-i Bistâmî Hazretleri'ne sordular, "Ya Seyyidi, Cenab-ı Hakk Teala Hazretleri'nin yaratmış olduğu alemlerden hangisi en kusursuz ve noksansız olanıdır, tüm yaratılmış olanların en faziletlisidir ve Allah-u Teala Hazretleri'nin Zat’ını idrak etmekte en ileridir?"

Cevaben, “İnsan kalbidir” buyurdular. “O öyle bir kalptir ki, içinde hiç kötü ahlak olmaz, tamamıyla güzel ahlak ile doludur. Sürekli Allah'ın huzurunda bulunan ve yalvaran, dua eden kalptir.

Cenab-ı Hakk'a, bu vasıflarla doldurulan insan kalbinden daha yakın olan bir alem yoktur. Hatta dünyanın binlerce katı büyüklüğünde olan gökler alemi (Arş-ı Rahman) dahi, o kalbin yanında hardal tanesi kadar küçük kalır. Ve Allah katında o kalbin hürmeti, Kabe-i Muazzama'nın hürmetinden 15 kat daha fazladır”.

Bistâmî Hazretleri buna delil olarak bir Hadis-i Kudsi buyurdular,“La yese'uni ardi vela Semai, bel yese'uni kalbi abdul mumin”. Cenab-ı Hak buyuruyor, “Yarattığım göklere ve yerlere sığmam, ancak iman eden kulumun kalbine sığarım”.

Bahsedildiği gibi Allah'ın evi olan kalp, kötü ahlaktan temizlenmedikçe, karanlıkla doludur. Bu karanlık yere ilahi aydınlık asla giremez. Cenab-ı Hak, kalbi, ancak kendisine ibadet etsin diye yaratmıştır. Fakat kötü ahlaklar ile dolan kalp asla Cenab-ı Hakk'a ibadet edemez. Çünkü ibadetin ruhu, Allah'a olan samimi niyettir. Bu samimi niyetin anlamı, kulun bütün sözleriyle, görünen ve görünmeyen amelleriyle yalnızca Yüce Allah'ın rızasını aramasıdır. Karanlığın pisliği ile dolu olan kalpte bu samimi niyet oluşmaz. Cenab-ı Hakk'a ibadet etmeye engel olan ve kalbi karartan bu kötü ahlaklardan kurtulmak için mücadele etmek zorunludur ve Allah'ın emridir.