3 İhlas-ı Şerif
1 Fatiha
DUA : Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahîm. İla şerefi ruhun nebiyyi ve ila ervahi ve alihi ve ashabihil kiram ve ila ervahi eimmetil erbaa ve ila ervahi meşahina fittarikatil nakşibendiyyetil aliyye hassaten ila ruhi Ebul-beha, ebul-fukara, ebul-alemin hazretel üstaz (Şeyh Şerafeddin) EL-FATİHA
Selahaddin Eyyubi Hazretleri o meşhur savaştan galip çıkıp savaş sonlanınca, Ebu Abdullah-il Asım Hazretleri ile özel olarak muhabbet edip O'na danıştılar.
Biz bu savaştan Allah-ü Teala Hazretleri'nin merhameti ve cömertliği sayesinde galip çıktık. Şükürler olsun. Bu nimete karşı nasıl şükretmemiz lazım ve bu konudaki görevlerimiz nedir?
Ebu Abdullah cevap olarak, “Ya Emir-el Müminin (İslamların halifesi), biz Allah'ın yardımı ile galip geldik ve zafer kazandık. Bundan iki türlü fayda çıkarmamız lazım. Önce bütün İslam ülkelerinin sınırlarını düşman tehdidinden kurtarmak ve güveni sağlamak, hemen ardından bütün Müslümanlar için dini vazifeleri ve Muhammed-i Şeriat Hükümlerini uygulatmaktır. Ülke sınırlarını genişletmek değildir”
Bu muhabbet sırasında üç farklı yerden sesler işittiler.
Allah-ü Teala, Resulullah ve Cibril-i Emin tarafından.
“Ya Eba Abdullah, siz Halife ve mücahitler ile Nureddin'in mezarını ziyarete gidiniz” Allah-u Teala'nın bu emrine uyarak o kabri ziyarete gittiler. Receb-i Şerif'in 27. Miraç gecesinde oraya vardılar. Ziyaret sırasında, Efendimiz Aleyhisselam ile 124 bin Peygamber Hazretleri'nin tertemiz ruhları da oraya geldiler. Cennet'e girecekleri kendilerine hayatta iken müjdelenen Ashab-ı Kiram ve Bedir Savaşında savaşanların tertemiz ruhları da orada hazır bulundular. Resulullah Efendimiz önce Sultan Selahaddin'i Allah için savaşmış olması ve galibiyeti ile Allah'ın rızasını kazanmış olmasından dolayı tebrik etti. Ardından son asırda bulunan Müslümanlara ve İslam halkına yapmış olduğu hizmetlerinden dolayı memnun olduklarını bildirdiler. Sonra Allah-ü Teala'nın kendilerinde nasıl tam manasıyla razı ve memnun olacağını açıkladılar.
“Siz nefsinizle olan büyük savaşta mücadele edip galip gelseniz, bunun mükafat ve faziletinin ne derece yüksek olacağını sadece ben anlarım. Sizi, hiçbir insan ya da meleğin algılayamayacağı şekilde müjdeler ve size iltifat ederim”
Peygamberimizin bu sözlerini Halife anlayamadı, Ebu Abdullah kendisine açıkladı ve izah etti.
Halife Selahaddin “Ya Resulullah bu konuda yapmam gereken vazifeleri bana söylerseniz, son nefesime kadar mücadele ederim” dedi.
Resulullah Efendimiz cevap olarak “Toplandığımız bu yer çok hayırlı bir yerdir. Örneği olmayacak derecede hayırlı bir yer olduğundan, sana ve tüm toplananlara bir gerçeği açıklıyorum. Ve görevlerinizi de bildiriyorum. İlk defa meydana gelen isyan ve haddini aşan kıskançlık,göklerde olmuştur. Lain İblis, Cenab-ı Hakk'ın emirlerine uymadı ve Hazreti Adem'in büyüklüğünü kabul etmedi. Kibirlendi ve Hazreti Adem'i kıskandı. Yani,Cenab-ı Hakk'a karşı göklerde gerçekleşen ilk isyanın sebebi kıskançlık denen kötü huy oldu. Bu kıskanma dolayısıyla İlahi Emre itaat etmeyip, sonsuz cehenneme müstahak oldu. Ve kıyamete kadar İlahi Rahmet'ten (bağışlanma)dışlanmış oldu. Yerdeki ilk isyanın sebebi de kıskançlıktır. Gerçekten de Hazreti Adem'in oğullarından Habil kardeşi Kabil tarafından öldürüldü. Bunlara benzer olarak Yahudi tayfasının azmalarının sebebi de kıskançlıktır. Çünkü onlar benim Allah-u Teala tarafından Peygamberlikle görevlendirilmemi kıskandılar ve hatta hanımlarımın çokluğunu da öne sürüp beni kabul etmediler.
Eğer ki bu kıskançlık huyu benim ümmetimden herhangi bir kişide ortaya çıkarsa, o artık benim ümmetimden değildir. Ve hemen tövbe etmezse aynı iblisin etmediği gibi, İlahi Rahmet'den ve Cennet'ten mahrum kalır. Cennet ona haram olur. Mahşer günü ondan ortaya çıkan bütün nimetler ondan davacı olur”
Efendimizin bu sözleri üzerine, Selahaddin Eyyubi dört düşman ve kötü huylara karşı savaşmak gerektiğini anladı.
Peygamber Efendimiz bu kötü ahlakların en fenasının Kıskançlık olduğunu bildirdi. O an nefsine ve dört düşmana karşı savaş ilan etti. Ve yanında bulunan savaş gazileri de bu düşmanlara karşı savaş ilan ettiler. Selahaddin Eyyubi Hazretleri, Peygamber Efendimize sığınarak “Ya Resulullah, kötü huyların en fenası olan kıskançlıktan kurtulmamız için gereken ahlak nedir? Ve Cenab-ı Hakk bizi bu huyun etkilerinden nasıl kurtarır?” deyince, Efendimiz, Ebu Bekir Hazretlerine yapılması gerekenleri anlat diyerek emir etti.
Sıddık-i Ekber Efendimizde, Salat-ı Necat (Necat kurtuluş manasındadır) adındaki iki rekat namazı bildirdi. Bu namazın Pazartesi, Perşembe ve Cuma günleri ve geceleri kılınmasını tavsiye etti. Bu namazın kılınmasını şu şekilde tarif etti.
1. Rekat, Fatiha'dan sonra zammı sure, Ayet-el Kürsi ve aşağıda belirtilen Âli İmrân suresi ayetleri
2. Rekat, Fatiha'dan sonra on bir defa İhlas-ı Şerif okur.
Selamdan sonra secdede oturup orada
“Ya Rabbi, Senin merhametin ve cömertliğinin yardımıyla bu kötü huydan kurtulmama yardım etmenizi dilerim” diye dua eder ve yalvarır .
Selahaddin Eyyubi, 40 gün boyunca Ebu Abdullah'ın bu tarifi üzerine mücadele etti. 40 günden sonra bir ses işitti ki,
“Mahşer gününe kadar, bu kazanmış olduğunuz savaş gibi savaşlar yapıp hepsini kazanmış olsanız dahi, şu 40 gün yapmış olduğunuz mücadele ile kazanmış olduğunuz mevki ve mutluluğa ulaşamayacaktınız. Kıskançlık, iyi niyetle yapılacak olan bütün güzel hareketleri gölgeler ve engel olur. Sadece Şehvet (arzu) denilen kötü huyun içinde 21 bin bela, afet vardır. Bunlar kıskançlık belasının bir tanesine dahi eşit olamaz”
Allah-ü Teala Hazretleri, İlahi yardım ve lütuflarıyla hepimizi bu beladan yani kötü huy ve ahlaklardan kurtarsın.
Amin.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Allâhü lâ ilâheillâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te’huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâtive ma fil’ard. Men zellezî yeşfeu indehû illâ bi’iznih, ya’lemü mâ beyneeydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bi’şey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesiakürsiyyühüssemâvâti vel ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azîm
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, vel melâiketu ve ulûl ilmi kâimen bil kıst(kıstı), lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm(hakîmu), İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Kulillahumme malikel mülki tu'til mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa', ve tüizzu men teşaü ve tuzillu men teşa', bi yedikel hayr, inneke ala kulli şey'in kadir.
Tülicü’lleyl, fi’n-nehari ve tülicü’n-nehare fi’l-leyl, ve tuhricü’l-hayye mine’l-meyyiti ve tuhricü’l meyyite mine’l-hayyi ve terzüku men teşa’ü bi gayri hisab.